


Small Heading
Beden Duygu Düşünce Bireysel ve Kurumsal
Dönüşüm Çalışmaları

Burada size Makro NLP Danışmanlığının ne olduğunu ne olmadığını ve NLP Danışmanlığı ile ilgili kişisel maceramı anlatacağım.
Kişisel Danışmanlık
"Coach" kelimesi fransızcadır ve 'bir yerden bir yere taşıyan araç' manasındadır. 1974’de yayımlanan Timothy Gallway’in “The Inner Game of Tenis “ adlı kitabı kişisel performansa dair yeni bir yaklaşım oluşturmuş ve bu yeni yaklaşım; performansın odağını sporcunun fiziksel aksiyonlarından zihinsel yapısına kaydırmıştır. Bu yaklaşıma göre, zaman içerisinde sporcu , zihin kontrolünü ve oyunu zihninde oynamayı öğrendiğinde uygun fiziksel hareket süreci başlamaktadır. Daha sonrasında bu felsefe, sadece sporcuların performansını arttırmak için kullanmaktan çıkıp her alanda kişilerin performanslarını geliştirmek için kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüz anlamında ilk kez, 1985 yılında Dr. Dick Borough kendi liderlik tarzını tanımlamak için "Coach" terimini kullanmıştır.
Koçluk 90’lı yıllarda sportif anlamını aşarak ABD ve İngiltere’de iş hayatında kullanılmaya başlanmış ve 90’lı yılların sonunda Koçluk artık yeni bir meslek halini almıştır. Biz burada uygulamalarımız Koçluk ile sınırlı olmadığı için "Kişisel Danışmanlık" terimini kullanmayı uygun bulduk.
Kişisel danışman ne yapmaz ve ne yapar ?
1) Yargılamaz , sorgulamaz. Kişisel danışman soru sorar. Soruların gayesi müşterinin kendisine en uygun hedefi keşfetmesi, yaratmasıdır.
2) Kişisel danışman akıl vermez. Müşterinin kendi aklını daha verimli çalıştırması için sorularla yönlendirme yapar. Böylece müşteri kendi için en doğru fikri edinmiş olur. Kişisel danışman böyle oluşuyla bir otorite figürü değildir. Bilakis müşterinin kendi otoritesine kavuşmasına hizmet eder.
3) Kişinin geçmişiyle ilgilenmez. Geçmiş ile ilgili hesaplaşmalar psikologların işidir. Kişisel danışman sadece şimdi ile, gelecekteki hedef ile ve aradaki stratejilerin oluşturulması, hedefe götüren adımların müşteri tarafından atılması ile ilgilenir.
4) Kişisel danışman, müşterinin potansiyellerini, hali hazırda geliştirmiş olduğu yetenekleri daha iyi görmesi ve bunları hedefine götürecek şekilde geliştirmesi için yüreklendirir.
5) Kişisel danışman müşterinin yaşamını daha geniş ve toparlayıcı bir perspektiflen görmesine yardım eder. Böylece müşteri kendisini bütün olarak algılar ve hedeflerini bu bütünlük algısı içinde düzenler.
6) Kişisel danışman, Mentörlük ve Danışmanlık vasıflarını ancak müşterinin tıkandığı ve daha fazla ilerliyemediği noktada, konu uzmanlık alanına giriyorsa izin isteyerek fikrini sunar. Bu fikir müşteriye yakın geliyorsa üzerinde çalışılır.
7) Müşterinin ihtiyaç duyduğu, ilerleyemediği noktalarda kişisel danışman izin isteyerek NLP tekniklerini kullanılır. Böylece fobi, takıntı, bağımlılık, ön yargı gibi engelleyici duygu ve düşünce kalıplarının yerine özgürleştirici yollar bilinç altına tanıtılmış olur.
Neden Kişisel danışmanlık hizmeti alalım ?
"Hiç bir şey yaşamdan daha değerli değildir."
"Peki hayatınız ?"
Yaşam "yaş" kökünden gelip tabiatın dirilişini, tohumun nemli ortamda filizlenişini anlatır. Tıpkı bir tohum gibi bizimde, uygun şartları bulduğunda filizlenen, dallanan, köklenen, yapraklanan, meyve veren ve nihayetinde tohumunu veren yaşamlarımız vardır.
Hayat ise 'hay' kökünden gelir ve 'diri oluşu' imler. Dirilik ise süreçte olmayı, düzen kurmayı anlatır. İnsan anlamını yaşamda değil ama hayatta arar. Anlam için, bazen yaşamından bile vazgeçebilir kişi.
Anlam kişinin doğuştan taşıdığı yapıya, hayatında deneyimlediği sevgi, şefkat, zenginlik, yoksunluk ve bazen korkulara göre şekillenir. Genellikle kişi, varlığını üzerine inşa ettiği değer tehlikeye girdiğinde yada kaybettiğinde fark eder onu.
İşte koçluk, bu değeri kişinin keşfetmesine ve müşterinin hedefini bu değerin etrafında inşa etmesine yardım eder, vizyon sağlar.
Bu koçluğun bence en asil vazifesidir. Ancak müşteri başka sebeplerle de koçluktan istifade edebilir.
Kariyerinde (ve bir bütün olarak hayatında) gelişmek, yükselmek, gelirini arttırmak isteyen yönetici ve adayları.
Yöneticilerinin ve tüm çalışanlarının iş verimliliğini ve kalitesini, dolayısı ile firmasının niteliğini ve rekabete direncini yükseltmek isteyen iş sahipleri.
İş kurmak isteyen yatırımcı.
Eğitim sürecinde doğru adımları atmak, doğru seçimleri yapmak isteyen öğrenci ve ebeveyinleri.
İlişkisini daha sağlıklı ve doyurucu hale getirmek isteyen eş yada sevgili.
Aile bütünlüğünü geliştirmek ve verimli hale getirmek isteyen aile bireyi.
Kendi ile ilişkisini yeniden düzenlemek ve doğru adımları atmak isteyen kişi.
Sanatında yada zanaatında gelişmek isteyen sanatçı.
Yukarıda saydığım bütün durumlar Kişisel danışmanlık ve NLP den yarar sağlayabilir.
Neden Makro NLP Kişisel Danışmanlığı ?
Danışanlar ile deneyimlerim bana insanların ,pek çok durumda, yaşam ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler yapmadıkça eski duygu kalıplarından kurtulamadıklarını yada kurtulsa bile bunun kısa süreli olduğunu gösterdi. NLP ile ilgilenme sebebim öncelikle bu 'bağımlılık' diye adlandırılabilecek beslenme ve yaşam alışkanlıklarından kurtulması için kişilere hızlı bir fayda sunmasıydı.
Ancak burada bir kısır döngü var: Şayet kişi istemez ise kimse yada hiç bir teknik fayda vermez.
Kişinin sağlıklı seçim yapabilmesi için ise zaten bağımlılığından, duygu alanını deforme eden beslenme veya yaşam alışkanlıklarından vazgeçmesi yani onları iyileri ile değiştirmesi gerekir. Beslenme ve yaşam alışkanlıklarımızın fizik, sonucunda duygu bedene tesiri ve dönüşümünün yolları ise Makrobiotiğin konusu.
Yukarıda belirttiğim neden ile önce kişinin gerçek isteğini keşfetmesini sağlamak için sağlam bir kişisel danışmanlık seansı faydalı olur.
Kişi gerçek ve öz potansiyelinden gelen isteğini hedefi haline getirir ise buna bağlı stratejiler oluşturmak uygundur.
Sonra bağımlılıklarından yada korkularından kurtulması için NLP tekniklerinden istifade edilebilir.
Makrobiotik sayesinde yeni beslenme ve yaşam alışkanlıkları kişinin yapı ve hedeflerine uygun olarak verilir.
İşte bu nedenle Kişisel danışmanlık-NLP ve Makrobiotik birbirlerini destekleyerek Makro NLP Danışmanlığını oluşturur.
Kişisel danışmanlık ile tanışmam
Benim koçlukla ilgili ilk duyumum 1995 yılındaydı. Yakın bir arkadaşım dönemi için gayet yüksek bir bedel karşılığında, yurt dışından gelen bir okuldan koçluk eğitimi alıyordu. Bu eğitimi aldığı süreçte kendisini birkaç kez gördüm. Çok heyecanlı idi öğrendiklerinden. İnsanlara yardım edebilecek muhteşem bir alete kavuştuğundan söz ediyordu. Ben o yıllarda daha geleneksel okullarda yol sürüyordum. Bu geleneksel okulların kendine has ( ve tabii talibi içeride tutmak için gerekli olduğunu sonradan anladığım) kibri arkadaşımın seçtiği yolu derinlemesine incelememe engel olmuştu. Ancak kendisine sorduğum sorulardan oldukça latif bir yaklaşım olduğunu sezmiştim. Özellikle müdahaleci olmayışı , gayesinin “müşterinin kendi özgürlük alanını geliştirmesinde ona yoldaş olmak” olduğunu duyduğumda gönlümde “bana rağmen” bir yer edinmişti. Ancak arkadaşımdan koçluk seansı almamı ve bu deneyimi doğrudan yaşamamı o dönemlerde şaha kalkmış olan kibrim engelledi.
Yıllar sonra “meridyenler-beden-beslenme” ilişkisi içerisinde müşterilerimle çalışmakta olduğum dönemde, koçlukta ustalaşmış bir dostum olan Hülya Oguz Yedievli bana koçluk seansı vermeyi teklif etti. Bende kabul etmiş oldum. Seans boyunca Hülyanın kendini geriye çekişi, kimliğini seansa aktarmayışı beni çok etkiledi. Zaman zaman soruların netliğinden kendimi köşeye sıkışmış gibi hissettim. Sanki soruları Hülya değil de varlık bizzat soruyordu. İstemediğim hiçbir soruya cevap vermek zorunda olmadığımı bilmeme rağmen oyuna girmiş, elinde topu tutan ve illaki ya pas vermesi yada çembere atması gereken bir oyuncu gibi hissediyordum. Bu ilk seans hayatımın bir bütün olarak görebilmeme yardım etti. Seanslara devam etmeye karar verdim.
Seanslar bir yandan ferahlatırken bir taraftan zorluyordu. Üzerimde yıllarca taşımız olduğum, çoğu başkalarına ait kıyafetler keşfettim. Kimini sakladım, kimini çıkarttım. Doğru olduğuna inandığım düşüncelerin arkasında duran duygulara nasıl bir çocuk gibi derin bağlandığına şahit oldum. Kimini sevdim, kimini değiştirdim. Koçluğun belki en güzel yanı hayatımın önce kendinize ait olduğu ve ancak sonra başkaları ile paylaşıldığında zenginleşebildiği farkındalığına beni getirebilmesi oldu. Bazı seansta sürece bağlı gidiyor, bazı seansta karşıma o hafta çıkmış belirli bir sorun üzerinden çalışıyorduk. Çoğu durumda sorunun sadece belirli bir bakış açısında sabitlenmekten kaynaklandığını buluyordum. Kimi zamanda dışarıdaki köklü bir sorunu stratejiler ve eylemler oluşturarak çözmek gerekiyordu. Hala zaman zaman seans alıyorum. Yüz yüze olamadığında internettin görüntülü iletişim olanaklarından istifade ediyorum.
Bütün bu seanslar sırasında koçluğa öyle hayran oldum ki bende koçluk eğitimi almak istedim. Araştırmalarım neticesinde koçluğu geliştiren ve eğitimleri denetleyen sağlam bir yurt dışı kaynağa bağlı bir kurumu seçtim. Fa Koç Akademinin sempatik ortamında çalıştık öğrenci arkadaşlarımla. Sevgili Violet Alalof fevkalade bir öğretmendi. Kendini ve onca yıllık tecrübesini bu çok sevdiği işe adamıştı. Bütün lüzumlu ve lüzumsuz sorularımı sevecen bir sabırla cevapladı. Kendi profesyonel deneyimlerini masaya yatırdı ve bizler için analiz etti. Sevgili Pelin NarinTekinsoy beni kendi eğitimine misafir olarak kabul ederek kerem gösterdi. Eğitim sürecim boyunca ve sonrasında, Türkiyemize koçluk gelmeden çok önce bu işe başlamış olan, “cevher avcısı” tabiatı ile beni kendi uzmanlık alanıyla ilgili aydınlatan sevgili dostum Sevtap Yasinden ve onun derin tecrübelerinde istifade ettim.
Koçluk eğitiminin ilk birkaç günü içerisinde hem Fa Koç Akademinin sıcak ortamı sayesinde hem de koçluğun tabiatı dolayısıyla diğer öğrenci arkadaşlarımızla arkadaş gibi değil tek kelime ile aile gibi olduk. Bunca yakın hissetmemiz güzeldi elbette ama aynı zamanda bu kadar kısa sürede olması bizi hayrete düşürmüştü. Bu konunun olası sebeplerini araştırdığımızda şöyle bir kanaate vardık: Eğitim boyunca, birbirimize devamlı koçluk yaptığımız için zaaflarımızdan, zayıf taraflarından haberdardık. Bir insan size problemini kurtulmak istediği bir taraf olarak itiraf ettiğinde artık onu yargılayamıyorsunuz. İçinizdeki bu karanlık taraf işlemiyor o kişiye karşı. Bilakis ona şefkat duyuyorsunuz ve yardım etmek istiyorsunuz. Belki insanların birbiri üzerine hüküm vererek içlerini karamaktan kurtarmanın yolu budur?
NLP: Kaptan dümende
Sinir Dili Programı (NLP) konusunda eğitmenim olan ve beni saf NLP ile tanıştırıp Master Practitoner seviyesine taşımış olan sevgili Phillip Hold’a çok şey borçluyum. 20 yıllık eğitimenliği ve öncesinde NLP nin kurucusu olan Richard Bendler’ın asistanı olarak edindiği bilgi ve tecrübeleri ben ve arkadaşlarımla hiçbir şey şaklamadan paylaştı. Olağan üstü sıcaklığı ve lezzetli üslubu ile harika bir hikaye anlatıcısı olarak NLP nin bütün tekniklerini kalbimize nakşetti. Onunla geçirdiğimiz haftalar boyunca bağımlılıkların, fobilerin, engelleyici inançların tek seansta nasıl etkisizleştirilebileceği konusunda derin bilgi ve deneyim sahibi olduk. Dil kullanımındaki büyüleyici kalıpların insan beyni üzerindeki tesirlerini gördük. Kendi ilizyonumuzu seçebilmenin yollarını keşfettik. Bu dağlar, ülkeler aşırtan bir tecrübe oldu benim için. NLP konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaşan, beni yüreklendiren Türkiyenin ilk NLP Masterlarından ustam Şule Aytaç’ı ayrıca anmak isterim. İnsanların bağımlılıklarını, takıntılarını, fobilerini bir çırpıda giderebilecek ilimleri içkinleştirmiş bir sihir ustası o.
Ayrıca beni müdahaleci, konferans vermeye eğilimli tabiatımdan büyük ölçüde kurtaran, insanları dinlemek konusunda derinleşmeme hizmet eden Kişisel Danışmanlık ve NLP ilmine, sanatına teşekkür etmek istiyorum. Makro NLP Koçluğu yaparak bu anlayışı ve hizmeti müşterim veya talebem olan insanlar ile paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
NLP uygulayıcısı ne yapmaz ve ne yapar ?
1) NLP yi diğer tekniklerden ayıran Müşteri sorununu ifade etmese dahi, uygulayıcının NLP teknikleri ile Müşteriyi yönlendirmesi ile sorunun giderilebilecek olmasıdır. Dolayısı ile müşteri istemediği sürece sorununu NLP uygulayıcısı ile paylaşmak zorunda değildir. Kendisinin bilmesi yeterlidir.
2) NLP uygulaması, bir ila üç seans içerisinde netice verir. Başarı oranı % 80 civarındadır.
3) NLP beynimizin çalışma prensiplerini kullanarak bilinç altına yeni ve daha ferah yollar tanıtır. Böylece eski ruh hali, düşünce kalıbı, alışkanlık yada fobi geçerliliğini yitirir.
NLP hangi durumlarda önerilir ?
İstenmeyen Ruh Halleri: Depresyon, Panik Atak, Atalet, Stres, Uykusuzluk, Takıntılar, Bitirilemeyen İlişki Bağları, Öz Güven/Saygı Eksikliği.
İstenmeyen Alışkanlıklar: Sigara, Alkol, Tırnak Yemek, tikler, Konuşma Güçlüğü, Beslenme/Kilo Sorunları.
Korkular: Sahne, Kamera veya Mikrofon Korkusu, Topluluk Önünde Konuşma Korkusu vs.
Fobiler: Yükseklik, Kapalı Yerde Kalmak, Uçak, Böcek, Köpek, Kedi vs.
Tasavvuf : Sözün Özü
En son satırlar hatırda en ziyade kalır. Benim hatırımdan hiç çıkmayacak iki ustamı anmak istiyorum. Sevgili Refik Algan ile 9 yıl süren tasavvuf ve aydınlanma çalışmaları ve edebiyat üzerine anlayışlar… Ustam Metin Bobaroğlu ile Doğu ve Batı felsefeleri üzerine 10 yılı aşan farkındalık çalışmaları... Binlerce, sabaha kadar süren lezzetine doyulmaz sohbet... Ve ömürleri aydınlatan anlayışlar. Kelimeler o güzelleri tarifte imkansızlaşır.
Vefa : Özün özü
Neden bunca ismi andığımı, kendimden ziyade ustalarımı yücelttiğimi soranlara resul sözüyle cevap verelim :
“Kula teşekkür etmeyen, Allaha şükredemez.” ( Parçanın hakkını vermeyen, bütüne şahit olamaz.)
Ümit Arhan Gürel